19 Ağustos 2012

Helloween - Keeper Of The Seven Keys - The Legacy (2005)

Bu albümün konser etkinlikleri sayesinde sonunda Helloween Türkiye'de de konser verdi, 1 Şubat 2006 günü. Böylece 20 senelik bekleme sona erdi, Helloween Türkiyedeydi..

Havaların çok soğuk olması ve son zamanlarda müzik sektöründeki yavaşlama açıkçası bu konserin iptal olabileceğini veya çok az kişinin geleceğini düşündürtmüştü bana. Ama öyle olmadı Yeni Melek Gösteri Merkezi balkon kısmındaki bazı boşluklar dışında dolmuştu. İki saatlik konserlerinde ses düzeninin iyi olmaması bile coşkuyu etkilemedi. "Happy Happy Helloween , Helloween..." sloganları altında muhteşem bir konser verdiler. Yeni albümlerinden parçaların yanında eski Helloween klasiklerinden de çaldılar. Özellikle Andi izleyenler ile çok sıcak diyaloglar kurdu. Hala dimdik ayakta olduklarını haykırdılar.

İstanbul'da bir çok yere bakmama rağmen konsere kadar yeni albümü elde edememiştim. Gerçi internetten indirdiklerim ile bazı parçaları konserden önce dinleme şansı bulmuştum. Konser anında Helloween materyalleri ile CD de satılıyordu, hemen aldım.

Internette yazdığım bir albüm yorumuna bir arkadaş "Onlar Helloween , kötü albüm yapmazlar" diye cevap yazmıştı. Hakikatende haklı, ne olursa olsun Helloween kötü albüm yapmıyor. Bu albümde öyle, kötü değil hatta çok iyi, ama diğer Keeper albümleri gibi mükemmel değil.

Albüm yaklaşık 78 dakika ve 2 CD'den oluşuyor. Toplam 13 parça var. Vokalde Andi Deris, gitarlarda Michael Weikath ve Sascha Gerstner, bas gitarda Markus Grosskopf ve davulda Dani Löble yer alıyor.

The King For A 1000 Years (10/10) , albümün açılış parçası ve yaklaşık 14 dakika. İstanbul'daki konserlerini de bu parça ile açmışlardı. Albümün klasiği olan bu parçayı grubun tüm üyeleri beraber oluşturmuş. Müzik girmeden önce uzun bir metin ile başlayan parça oldukça yavaş ve melodik bir giriş ile giderken aniden hızlanıyor, klasik power metal tarzına dönüyor. Sırayla gitar sololarının atıldığı hatta melodilerin yerleştirildiği parça albümün açılışını yapmayı fazlası ile hakediyor.

The Invisible Man (9/10) , Sascha imzalı bir parça ve albümde benim en sevdiklerimden biri. Power metal'in tüm özelliklerini gösteriyor. Özellikle Sascha gitar soloları ile parçayı zenginleştiriyor. Tek kötü yanı uzun bir parça olduğu için kimi kısımlarında tempo düşüyor, yine de nakarat kısımları tekrar tempoyu yükseltmeyi başarıyor.

Born On Judgment Day (8/10) , tecrübeli gitarist Michael tarafından yapılmış ve tüm Brezilyalılara adanmış. Özellikle Güney Amerika konserlerinde içeriğinden dolayı oldukça sükse yapacağı kesin. Hızlı tempoda çalınan parça, sözlerindeki oldukça karamsar, politik cümleler ile söz ettirecektir.

Pleasure Drone (7/10) , hızlı tempoda başlayıp biten bir parça ve Sascha imzalı. Genel olarak tempo hep yüksek ve kaliteli bir müzik içermesine rağmen tekrarlardan kurtulamayan yapısı yüzünden bazı eleştirmenler tarafından çok beğenilse de bence Helloween standartlarının biraz altında kalıyor.

Mrs.God (10/10) , bu albümden dinlediğim ilk çalışma. Kısa ve tempolu olması onu başlı başına bir single yapıyor. Cep telefonuma da zil sesi olarak kaydettiğim Mrs.God , kızımında ilk tepki verip güldüğü parça olarak benim hayatımda önemli bir yer teşkil ediyor. Andi Deris'in eseri.

Silent Rain (9/10), ilk CD'nin son parçası. Sascha ve Andi'nin ortak çalışması olan bu parça albümün en sıkılarından biri. Önceki Keeper albümleri ile karşılaştırıldığında Legacy'deki bu tür parçalar son derece hızlı yorumlanıyor, daha dijitalize edilmiş ve gelişmiş içerikli ama yine de Keeper I-II ruhundaki heyecan ve mutluluk veren parçaları aratıyor.

Occasion Avenue (9/10) , ikinci CD'nin açılış parçası. Andi Deris imzalı ve albümdeki diğer uzun klasik. Başlangıç bölümünde Keeper albümlerinden kısa alıntılar var. Parçanın sözleri son derece anlamlı ve oldukça uzun. Helloween albümlerinde bir tane 10 dakika üzerinde parça yapmasına karşın bu albümde iki tane var. Bu durum çift CD'lik bir albüm olmasının doğal sonucu.

Light The Universe (9/10), yine Andi Deris'in hem müziğini hem de sözlerini yazdığı başarılı bir slow. Andi'ye ana vokalde bir bayan "Candice Night" eşlik ediyor ve düet şekilde yorumluyorlar bu parçayı. Helloween tarihinde çok olağan bir durum değil bu. Bu değişiklik bize zamanın bir çok yeniliğe açık olduğunu, Helloween gibi power metalin öncüsü olmuş bir grubun bayan vokalist ile slow bir parçaya imza attığını gösteriyor.

Do You Know What You Are Fighting For (8/10), grubun en tecrübeli üyelerinden Michael'in çalışması. Albümdeki en sert çalışmalardan biri. Genel olarak heavy metal bir parça izlenimi yaratsa da bazı kısımlarında blues'ı anımsatan yönleri de var. Gitar soloları ön plana çıkıyor.

Come Alive (8/10) ve The Shade In The Shadow (8/10) , artık grubun en büyük bestecisi durumuna gelmiş olan Andi Deris'in eserleri. Albüm içinde çok sırıtmayan ama albüme çok fazla katkı sağlamayan hareketli çalışmalar.

Get It Up (9/10), Keeper zamanındaki heyecan ve motivasyonu hissettiren , ne de olsa Keeper zamanında grupta olan Michael'in bir çalışması. Sascha'ya göre daha yavaş ama daha tok sesli gitar sololar hep Michael tarafından atılıyor.

My Life For One More Day (10/10), Markus ile Andi'nin çalışması. Albümün kapanış parçası son derece başarılı söz ve müzik uyumu sergiliyor. Tempoyu düşürmeden , nakarat kısımları akılda kalan bir düzende devam eden parça içindeki sıkı gitar soloları ile mükemmele erişiyor.

Şüphesiz zamanla bir çok değer değişiyor. Düşünce olarak Keeper ruhunun tekrar geri dönmesi çok güzel. Üzerinden 18 sene geçmesine rağmen (Keeper 1'in piyasaya çıkmasından) bir grup yine sevenlerini meraklandırıyor ve mutlu ediyorsa takdir etmek ve saygı duymak gerekiyor. Kişisel olarak Helloween benim için ön planda olduğu için belki objektif düşünemediğimi de düşünüyorum ama heavy metal tarihinde kaç tane Helloween gibi grup var ki ?

2 Cd'lik albüm çıkarmalarına rağmen niye web sayfalarında yayınladıkları "Run (The Name Of Your Enemy)" parçası yok açıkçası merak ettim. Nasıl olsa Cd'de yeteri kadar yer vardı...

promo

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder